Sybille Bedford - Tanrıların Gözdesi
Günümüzün önemli çağdaş yazarlarından biri Sybille Bedford. En azından öyle olduğu söyleniyor. Ben Tanrıların Gözdesi'ni okuyunca, hiç de katılmadım anlatılanlara. Fazlasıyla basitti. Yazar, on yıllık susukunluktan sonra yazmış bu kitabı.
Anılarında; kendisinin lezbiyen olduğunu, "insanlık, adalet ve eşitrlik" kavramlarını I. Dünya Savaşı'nı arka fonda anlatıp, bu kavramları ve fondaki savaşı aynı poto da eritmeyi başarıyor. Öyle anlattığıma bakmayın. Nedense feminist bir kadının günlüğünü okumuş gibi hissettim. Karar sizin.
Can Yayınlarından çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda.
Çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından Sybille Bedford, yaklaşık on yıllık bir suskunluktan sonra anılarıyla dönüyor okurlarına. Bataklık Kumu, bizi I. Dünya Savaşı yıllarının Berlin'inden Güney Fransa kıyılarının bohem sanat ortamına, II. Dünya Savaşı sonrasının Londra, New York, Roma ve Paris'ine götüren büyüleyici bir kişisel yolculuk. Soylu bir aileden gelen, 20. yüzyıl başlarının tutucu çevrelerinde yetişen, lezbiyenliği seçişini özgürce yaşayan, Thomas Mann'dan Aldous Huxley'e birçok yazarla dostluk kuran, çağın siyasal, sanatsal ve toplumsal yaşamına yakından tanıklık etmiş bir kadın yazarın gözüpek anıları. Bedford, hem zengin ve renkli, hem de ihanetlerle dolu ve hüzünlü yaşamını usta işi bir roman kadar akıcı ve sürükleyici bir dille anlatıyor. Bedford'ın başyapıtları sayılan Miras ve Tanrıların Gözdesi adlı romanlarını da yakında Can Yayınları arasında bulacaksınız.
Tweet
Can Yayınlarından çıkmış kitabın tanıtım yazısı aşağıda.
Çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından Sybille Bedford, yaklaşık on yıllık bir suskunluktan sonra anılarıyla dönüyor okurlarına. Bataklık Kumu, bizi I. Dünya Savaşı yıllarının Berlin'inden Güney Fransa kıyılarının bohem sanat ortamına, II. Dünya Savaşı sonrasının Londra, New York, Roma ve Paris'ine götüren büyüleyici bir kişisel yolculuk. Soylu bir aileden gelen, 20. yüzyıl başlarının tutucu çevrelerinde yetişen, lezbiyenliği seçişini özgürce yaşayan, Thomas Mann'dan Aldous Huxley'e birçok yazarla dostluk kuran, çağın siyasal, sanatsal ve toplumsal yaşamına yakından tanıklık etmiş bir kadın yazarın gözüpek anıları. Bedford, hem zengin ve renkli, hem de ihanetlerle dolu ve hüzünlü yaşamını usta işi bir roman kadar akıcı ve sürükleyici bir dille anlatıyor. Bedford'ın başyapıtları sayılan Miras ve Tanrıların Gözdesi adlı romanlarını da yakında Can Yayınları arasında bulacaksınız.
« 
»
Bu yazarın hayatı çok ilgimi çektiği için Miras adlı romanını okumuştum ama ben de hiç beğenmedim... Öyle basit bir roman değildi hatta otobiyografik bir yanı da vardı ama çok sıkıcıydı... sadece çok renkli karakterleri vardı onu çok beğenmiştim, kitap olmamış ama karakterler mükemmel... pek başarılı bir yazar değil açıkçası :)
Yorum Gönder